Bir varmış, bir yokmuş… Masal Ülkesi’nde, bulutların pamuk şekerden olduğu, rüzgarın fısıltılarla ninniler söylediği büyülü bir diyar varmış. Bu diyarın adı Uyku Masalları Diyarıymış. Burada, geceleri uyuyamayan çocuklara sihirli masallar anlatan bir Masal Perisi yaşarmış.
Bu diyar, sıradan bir yer değilmiş. Her köşesi uykuya dalmayı kolaylaştıran küçük mucizelerle doluymuş. Ay Tozu Vadisi‘nde, gece olunca parlayan gümüş tozları havaya yükselir, rüya gibi bir ışık süzülmesi yaratırmış. Rüya Nehri, huzur veren bir sesle akarken, suyun içine bakan herkes rengârenk rüyalar görebileceklerini bilirmiş. Ve en önemlisi, Masal Kulesi, uyku masallarının yazıldığı ve yıldızların ışığıyla kitapların sayfalarının açıldığı sihirli bir yer olarak dururmuş.
💤 Küçük Prens’in Uykusuzluğu 💫
Bir gün, Masal Ülkesi’nin en sevimli köşelerinden birinde, Küçük Prens Alp adında bir çocuk yaşarmış. Alp, her gece yatağına yatar, yumuşacık yastıklarına gömülür, ama bir türlü uykuya dalamazmış. Annesi ona en güzel ninnileri söyler, babası ona yıldızları gösterir, ama nafile! Ne kadar gözlerini kapatsa da uyku onu bir türlü bulmazmış.
Zamanla Alp yorgun düşmeye başlamış. Masal Ülkesi’nin en güzel yerlerine gitse bile içi geçmiyor, gün içinde oyun oynarken bile esniyormuş. Bunun üzerine annesi, Uyku Masalları Diyarı’nda yaşayan Masal Perisi’ne bir mektup yazmış:
“Sevgili Masal Perisi, küçük prens Alp geceleri uyuyamıyor. O, uykuya dalamadığı için yıldızları sayıyor, sabaha kadar hayaller kuruyor. Ona yardım edebilir misin?”
Mektubu alan Masal Perisi, hemen sihirli kanatlarını çırparak yola çıkmış. Gümüşi bir rüzgarla birlikte, ışıklar saçarak Küçük Prens’in odasına varmış.
🌙 Uyku Masalı Başlıyor ✨
Masal Perisi, Alp’in yanına yaklaşıp yumuşacık bir sesle konuşmuş:
“Gözlerini kapat, sevgili prens. Sana Uyku Masalları Diyarı’ndan büyülü bir masal anlatacağım. Bu masalı duyduğunda, rüyaların kapısı aralanacak.”
Sonra büyülü sözlerle rüzgarı çağırmış. Oda hafifçe dalgalanmış, perde usulca havalanmış ve yıldız tozları küçük prensin üzerine düşmeye başlamış. Masal Perisi anlatmaya koyulmuş:
“Bir varmış, bir yokmuş… Gökyüzünün en yüksek tepelerinde, Ay Işığı Sarayı’nda yaşayan minik bir rüya perisi varmış. Adı Ayperi’ymiş. Ayperi’nin en büyük görevi, çocukların tatlı rüyalar görmesini sağlamakmış. Ama bir gece, rüya tozlarını unuttuğunu fark etmiş! Eğer rüya tozları olmazsa, çocuklar uyuyamayacak ve sabaha kadar gözleri açık kalacaktı.”
Küçük Prens, masalı merakla dinlerken gözleri ağırlaşmaya başlamış ama hala direniyormuş. Masal Perisi devam etmiş:
“Ayperi hemen Uyku Masalları Diyarı’na gidip yardım istemiş. Orada, Uykucu Bulut adında yumuşacık bir bulut yaşarmış. Bu bulutun en büyük özelliği, üzerine oturan herkesi uykuya daldırmasıymış! Ayperi, Uykucu Bulut’a rüya tozlarını almayı unuttuğunu söyleyince, bulut ona bir sırrını açıklamış: ‘Rüya görmek için toza ihtiyacın yok. Sadece tatlı bir masal dinleyip gözlerini kapatmalısın.”
Küçük Prens, rüyaya adım atar gibi bir hisse kapılmış. Masal Perisi’nin sesi gittikçe yumuşuyor, odada huzurlu bir esinti dolaşıyormuş.
“Ve Ayperi, Uykucu Bulut’un üzerine oturduğunda, aniden bir rüyanın içine düşmüş… İşte tam da o an, rüya tozlarının aslında her çocuğun kalbinde saklı olduğunu anlamış…”
Masalın bu kısmına geldiğinde, Küçük Prens’in göz kapakları artık ağırlaşmıştı. Hafifçe bir esneme duyuldu, sonra bir tane daha… Ve masalın sonuna gelindiğinde, Alp tatlı bir uykuya dalmıştı.
Masal Perisi usulca gülümsedi ve yıldızların ışığında gözden kayboldu. Küçük Prens, o gece Uyku Masalları Diyarı’nda en güzel rüyalarını gördü.
O günden sonra, ne zaman bir çocuk uykusuzluk çekse, Masal Perisi Uyku Masalları Diyarı’ndan gelip onlara tatlı rüyalara açılan kapıları gösterirmiş.
Ve böylece, her çocuk huzurlu bir uykuya dalarmış…
Ve masal burada bitermiş.
🌙✨ Tatlı rüyalar… ✨🌙