Küçük, yeşil dağların eteğinde, mavi çiçeklerin serpilmiş gibi göründüğü bir köy vardı. Bu köyde yaşayan Toprak adında, çilli yanaklı, gözleri parlayan 8 yaşında bir çocuk vardı. Toprak’ın en büyük hayali, bir gün çok ama çok iyi bir futbolcu olup büyük stadyumlarda oynamaktı.
Ama köyde ne futbol sahası vardı, ne de iyi bir top… Hatta bazen, lastikten yapılmış eski bir top bile lüks sayılırdı!
Toprak, annesinin diktiği yama yama bir top ile çamurlu tarlada oynar, meyve kasalarından kale yapar, keçilere seyirci gibi davranırdı. “GOOOL!” diye bağırdığı her seferde, keçiler başlarını çevirip ona bakardı.
Ama bazı günler zor geçerdi. Ayakkabıları delinir, komşu çocuklar onun hayallerine güler, “Toprak, sen anca bu tarlada oynarsın!” derlerdi. Oysa Toprak’ın hayal gücü sınırsızdı.
Bir gün, yağmurdan sonra gökkuşağının belirdiği bir sabah, Toprak eski samanlığın köşesinde tozlu bir sandık buldu. Sandığın içinde eski püskü, ama altın sarısı işlemeleri olan bir futbol topu vardı. Tam dokunduğu anda top titredi ve birden gözleri belirdi!
“Selam Toprak!” dedi top neşeyle. “Ben Seçkin, eski bir futbol efsanesinin topuyum. Onun hayali beni canlandırdı, şimdi de senin hayalin beni yeniden uyandırdı.”
Toprak şaşkınlıkla, “Sen… konuşuyorsun!” dedi.
Seçkin kıkırdadı: “Ve daha fazlasını yapabilirim. Hazırsan, hayalini gerçekleştirmek için birlikte çalışalım!”
O günden sonra Seçkin, Toprak’a her gün farklı bir yetenek öğretti: topa yumuşak vuruş, çeviklik, taktikler… Ama sadece bedenini değil, yüreğini de geliştiriyordu. “Gerçek futbolcu, sadece gol atan değil, düştüğünde yeniden ayağa kalkandır,” derdi Seçkin.
Köy halkı, Toprak’ın azmini fark ettikçe ona destek olmaya başladı. Marangoz amca kale yaptı, terzi teyze yeni formalar dikti, çiftçi dayı her hafta antrenman için tarlasını açtı.
Ve sonunda büyük gün geldi. Şehirden gelen antrenörler, yetenekli çocukları keşfetmek için köye uğradı. Toprak’ın gösterisini izlediklerinde, gözlerine inanamadılar.
Antrenör, “Bu çocukta yıldız ışığı var!” dedi.
Ama Toprak, Seçkin’e dönüp fısıldadı: “Yıldız ışığı varsa, senin sayende parladı.”
Seçkin gülümsedi, sonra yavaşça ışığa karışarak kayboldu: “Hayalin gerçek olduğunda, artık yol senindir, Toprak.”
Toprak, yıllar sonra gerçek bir futbolcu olduğunda bile o eski samanlıkta bulduğu sihirli topu unutmadı.
Ve her zaman çocuklara şunu söylerdi:
“Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. Bazen en güçlü antrenör, kalbinizin derinliklerindedir.”
Bu masalı da okuyun: Uçan Balık ve Hayallerin Gücü