Bir varmış, bir yokmuş, uzak diyarlarda, yemyeşil dağların eteklerinde küçük bir köy varmış. Bu köyde, gözleri her zaman parlayan, merak dolu bir çocuk yaşarmış. Adı Demir’miş. Demir, diğer çocuklar gibi top oynamayı da severmiş ama onu asıl heyecanlandıran şey, insanların bedeninde olup biten gizemli olaylarmış.
Demir her sabah güneş doğarken, köyün yaşlı doktoru Derman Amca’nın kliniğinin önünden geçerken iç geçirirmiş. Küçük camlı pencerelerden içeri bakar, stetoskopla dinlenen kalpleri, dikkatle incelenen röntgen filmlerini izlemeye çalışırmış.
Bir gün Demir, Derman Amca’ya sormuş:
— Derman Amca, bir gün ben de senin gibi doktor olabilir miyim?
Derman Amca gülümseyip gözlüklerinin üzerinden bakmış:
— Elbette Demir. Eğer yüreğinde bu isteği taşıyorsan ve insanlara yardım etmeyi seviyorsan doktor olabilirsin.
Demir o günden sonra her gece yatağına yattığında gözlerini kapatır, kendini beyaz önlüğü içinde hayal edermiş. Stetoskopu boynunda, bir çocuğun nabzını ölçerken düşünürmüş kendini. Ama hayallerini süsleyen sadece doktor olmak değilmiş; Demir, kalplerin neden hızlı attığını, neden bazen kırıldığını bile anlamak istermiş.
Bir gün köyün yakınındaki ormanda garip bir şey olmuş. Ormanın derinliklerinden garip sesler gelmeye başlamış. Sanki ağaçlar kalp atışı gibi tık tık ediyormuş. Köylüler korkmuş, kimse ormana girmeye cesaret edememiş.
Ama Demir, merakıyla dolup taşmış. Yanına bir not defteri, bir büyüteç ve Derman Amca’nın hediye ettiği eski bir stetoskopu alıp ormana gitmiş. Ağaçların gövdelerine stetoskopu dayayıp dinlemiş. Gerçekten de bir ses varmış: bum bum… bum bum…
Demir daha dikkatli bakınca görmüş ki, ormanda yaralı bir kuş kalbi gibi atan bir bitki var. Bitkinin yaprakları titriyor, gövdesi sıcakmış. Meğer bu bitki, ormanın hastalığını haber veriyormuş! Ağaçlar arasında yayılan bir zararlı böcek türü, ormanı hasta ediyormuş.
Demir hemen köye dönüp durumu anlatmış. Derman Amca ile birlikte ormana ilaç götürmüşler. Demir’in bulduğu bilgiler sayesinde orman kurtulmuş.
Köylüler o gün Demir’i “Kalp Atışı Ormanı’nın Küçük Doktoru” ilan etmiş. Ve o günden sonra Demir yalnızca bir hayalperest değil, geleceğin büyük doktoru olarak anılmış.
Demir büyüyüp gerçekten doktor olmuş. Ama ne zaman bir hastasının kalbini dinlese o ormandaki bitkinin atışını hatırlarmış.
Ve masal burada bitmiş.
Ama Demir’in hayali hep yaşamış.
Bu masalı da okuyun: Deniz Kenarında Masal Okuyan Çocuklar