Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil bir ormanın kalbinde yaşayan Mino adında bir tavşan varmış. Mino’nun en sevdiği şey, arkadaşlarıyla vakit geçirmekti. Ancak yaklaşan doğum günü onu biraz üzüyordu. Çünkü kimse bu konuda tek kelime etmiyordu. Ailesi bile unutmuş gibi davranıyordu!
“Belki de bu yıl kimse hatırlamayacak,” diye içinden geçirdi Mino. Yine de sabah güneşinin ilk ışıklarıyla uyandığında, penceresine konan parlak bir kelebek ona bir umut verdi. Kelebek, minik bir kâğıt taşıyordu. Üzerinde şunlar yazıyordu:
“Ormanın derinliklerindeki büyük meşe ağacına gel. Seni unutulmaz bir macera bekliyor.”
Mino, mesajı görünce heyecanlandı. Hemen yola koyulmaya karar verdi. Patikada ilerlerken, karşısına neşeli sincabı Piti çıktı. Ona kelebekten bahsedince, Piti de gelmek istedi. Yolda bilge baykuş Luna ve dansçı tilki Dofi ile karşılaştılar. Hep birlikte büyük meşe ağacına doğru yürüdüler.
Yolculuk sırasında çeşitli ipuçları buldular: Renkli taşlarla süslenmiş patikalar, ağaçlara asılmış kurdeleler ve çiçeklerle işaretlenmiş yollar… Sonunda büyük meşe ağacına ulaştılar. Ağacın kovuğundan yumuşak bir ışık süzülüyordu.
İçeri girdiklerinde gözlerine inanamadılar. Burası büyülü bir dünyaydı! Gökkuşağı renklerinde bir masa, üzerinde yıldız şeklinde kekler ve parlayan içeceklerle doluydu. Tavanı aydınlatan ışıklar, uçuşan balonlar ve her köşede şarkı söyleyen minik kuşlar vardı. Masanın başında, ormanın koruyucusu olan Parıltı adında bir peri onları bekliyordu.
“Mutlu yıllar, Mino!” diye seslendi Parıltı. “Bugün senin günün ve tüm dostların burada.”
Mino, arkadaşlarının bu sürprizi hazırladığını fark ettiğinde mutluluktan gözleri doldu. “Gerçekten de unutulmamışım,” diye düşündü. Parti boyunca herkes çok eğlendi. Dofi harika bir dans gösterisi sundu, Piti komik hikayeler anlattı ve Luna gökyüzündeki yıldızların sırrını paylaştı.
Gecenin sonunda Parıltı, Mino’ya özel bir hediye verdi: Işıltılı bir yıldız tozu şişesi. “Bu tozu üflediğinde, hayatındaki güzel anılar hep parlayacak,” dedi.
Eve dönerken Mino, arkadaşlarına sarıldı. “Bu benim hayatımdaki en güzel doğum günüydü,” dedi. Çünkü en değerli şeyin, dostlarının sevgisi olduğunu anlamıştı.
O günden sonra ormanda herkes, Mino’nun doğum gününü “Dostluk Bayramı” olarak kutlamaya başladı. Ve masal bu şekilde dostlukla sona erdi.