Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil ormanların ortasında bir köy varmış. Bu köyde “Bıcırık” adında minik, meraklı bir tavşan yaşarmış. Bıcırık çok ama çok meraklı bir tavşanmış. Her gün ormanda yeni şeyler keşfetmeye, bilmediği şeyleri öğrenmeye bayılırmış.
Bir gün, ormanda gezerken parlak bir ışık görmüş. Işığa doğru hoplaya zıplaya gitmiş ve sonunda parlak bir taşa ulaşmış. Taş pırıl pırıl parlıyor, gökkuşağı renklerine bürünüyormuş. Bıcırık, bu taşın sihirli olduğunu hemen anlamış. Hemen “Bilgin Dede”nin yanına gitmiş.
“Bilgin Dede! Ormanda parlak bir taş buldum! Bu taşın sihirli olduğunu düşünüyorum!” demiş heyecanla.
Bilgin Dede gülümsemiş ve demiş ki: “Bıcırık, bu taşın sihirli olup olmadığını öğrenmenin en iyi yolu, onunla iyi şeyler yapmayı denemektir. Ancak unutma, sihirli şeyler yalnızca kalbi temiz olanlara yardımcı olur.”
Bıcırık bu sözleri aklında tutarak taşla ne yapabileceğini düşünmeye başlamış. Tam o sırada, ormandan ağlama sesleri gelmiş. Sesin kaynağına gittiğinde minik bir kuş yavrusu görmüş. Yavru kuş yuvasından düşmüş, uçmaya çalışırken kanadını incitmiş.
Bıcırık, kuş yavrusunu alıp, sihirli taşı eline koymuş ve “Umarım bu taş sana iyilik yapar ve iyileşmene yardım eder,” demiş. Bir anda taş parlamış ve kuşun kanadı iyileşmiş! Yavru kuş neşeyle cıvıldamış, Bıcırık’a teşekkür edip uçup gitmiş.
Bu olaydan sonra Bıcırık, taşın gerçekten de kalbi temiz olanlara iyilik yapmaya yardımcı olduğunu anlamış. Ormanda yardıma ihtiyacı olan her canlının yardımına koşmuş. Yaralı bir kirpiye, susuz kalmış bir çiçeğe ve kaybolmuş bir sincaba taşla yardım etmiş. Her iyilik yaptığında taşın daha da parlak olduğunu fark etmiş.
Ancak bir gün, ormandaki tilki “Kurnaz” Bıcırık’ı görmüş ve sihirli taşı ele geçirmek istemiş. Taşı alıp kötü şeyler yapmak istemiş. Tilki, Bıcırık’a yaklaşarak, “Bıcırık, o taşla daha zengin olabilir, daha güçlü olabilirsin. Neden onu bana vermiyorsun?” demiş.
Bıcırık başını iki yana sallamış ve gülümseyerek şöyle demiş: “Bu taş ancak iyilik yapmak için var. Onu bencil amaçlar için kullanmak, büyüsünü yok eder.”
Kurnaz tilki, Bıcırık’ın bu sözlerinden utanmış ve taşın değerini anlamış. Bir daha da taşın peşine düşmemiş.
Bıcırık, sihirli taşı kullanarak tüm ormana iyilikler yapmaya devam etmiş. Herkes onun bu yardımseverliğini çok sevmiş ve saygı duymuş. Ormanda yardıma ihtiyacı olan herkes Bıcırık’a gelir, o da taşını sadece iyilik için kullanırmış.
Ve böylece, Bıcırık’ın iyi kalpliliği tüm ormana yayılmış, herkes mutlu mesut yaşayıp gitmiş.
Gökten üç elma düşmüş; biri Bıcırık’a, biri taşın sihrine inanan çocuklara, biri de bu masalı dinleyen herkese!