Bir varmış, bir yokmuş… Güzel bir köyde, etrafı çiçeklerle çevrili bir evde, küçük Ela adında bir kız yaşarmış. Ela’nın en büyük hazinesi annesiymiş, çünkü annesi ona her gün sevgiyle sarılır, en güzel masallar anlatır ve en sevdiği yemekleri yaparmış.
Bir gün, Ela annesine sormuş, “Anne, sevgi nasıl bir şeydir?” Annesi ona gülümseyerek cevap vermiş, “Sevgi… sevgi, kalbimizde büyüyen sıcacık bir ışıktır. Tıpkı güneşin her sabah doğarak dünyayı aydınlatması gibi, biz de sevdiklerimize sevgi veririz ve onların içini ısıtırız.”
Ela, bu ışığın ne olduğunu daha iyi anlamak istemiş. Annesi ona bir oyun önermiş: “Gel bakalım, bugün köyde dolaşalım ve sevginin nasıl bir şey olduğunu birlikte keşfedelim.”
Anne ve Ela el ele tutuşarak köyün patikalarında yürümeye başlamışlar. İlk olarak, yaşlı nine Fatma Teyze’nin evine gitmişler. Fatma Teyze’nin evinde çok tatlı bir kedi varmış ve Fatma Teyze ona her gün sevgiyle bakarmış. Ela, Fatma Teyze’nin kediyi okşayışını izlerken annesi, “Bak, Ela… Fatma Teyze’nin kedisine gösterdiği sevgi, ona ne kadar değer verdiğini anlatıyor. Sevgi, aynı zamanda emek vermektir,” demiş.
Sonra Ela ve annesi, köydeki çiçek bahçesine gitmişler. Bahçenin sahibi, genç bir adam olan Bahçıvan Arif Amca, çiçeklerine o kadar özenle bakıyormuş ki her biri rengarenk açmış, etrafa mis gibi kokular yayıyormuş. Annesi, “Sevgi, tıpkı bu çiçeklere su verip onları büyütmek gibidir. Sevdiğimiz insanlar da sevildikçe büyür, güzelleşir,” diye anlatmış.
Ela, anne sevgisinin de tıpkı bu çiçekler gibi olduğunu düşünmüş. Annesinin ona gösterdiği ilgi, ona her gün sevgiyle sarılması, her zaman yanında olması… İşte, tüm bunlar Ela’nın içinde bir çiçek gibi açıyor ve büyüyormuş.
Eve döndüklerinde, Ela annesine sarılmış ve “Anneciğim, ben sevginin ne olduğunu anladım!” demiş. “Sevgi, tıpkı senin bana her gün gösterdiğin gibi bir şey. Sıcak, güvenli ve ışık dolu.”
Annesi Ela’yı kucaklamış, “Evet, güzel kızım. Anne sevgisi de öyle bir sevgidir ki sen büyüdükçe o da seninle büyür, hiç eksilmez,” demiş.
O günden sonra Ela, annesinin ona olan sevgisinin bir çiçek gibi olduğunu hep hatırlamış. Annesine her sarıldığında, o çiçeğin büyüdüğünü hissetmiş. Ve böylece, Ela da büyüyüp sevgisini etrafa yaymaya başlamış.
Gökten üç elma düşmüş; biri Ela’nın sevgi dolu kalbine, biri annesinin sonsuz şefkatine, biri de sevgiyi paylaşmayı öğrenen tüm çocukların üzerine…