Bir zamanlar, yemyeşil ağaçların, rengârenk çiçeklerin ve neşeyle şarkı söyleyen kuşların yaşadığı Renkli Orman adında büyülü bir yer varmış. Bu ormanın en önemli özelliği, doğaya zarar vermeyen herkesin dileklerinin gerçekleşmesiydi. Fakat ormana zarar veren biri olursa, ormanın renkleri solar, kuşlar susar ve rüzgâr hüzünle esermiş.
Küçük bir köyde yaşayan Elif adında 8 yaşında meraklı bir kız varmış. Elif kitap okumayı, hayvanları sevmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi çok severmiş. Bir gün okuldan dönerken büyükannesinin anlattığı Renkli Orman masalını hatırlamış. “Acaba gerçekten var mı bu orman?” diye düşünmüş ve keşfetmeye karar vermiş.
Ertesi sabah sırt çantasına su matarası, birkaç meyve, defter ve kalemini koymuş. Ormanın kenarına vardığında gökyüzü daha bir mavi, ağaçlar daha bir yeşil görünüyormuş. İçeri adım attığında kuşlar ona hoş geldin der gibi cıvıldamış. Elif, bu ormanın sırlarla dolu olduğunu hemen anlamış.
İlk durağı, konuşan ağaçların yaşadığı Bilge Çınar’ın yanına olmuş. Bilge Çınar, Elif’in ne kadar meraklı ve iyi kalpli olduğunu hissedip ona bir görev vermiş:
“Ey küçük gezgin, Renkli Orman son zamanlarda biraz solgunlaştı. Çünkü bazı insanlar doğaya zarar veriyor, çöplerini bırakıyor ve ağaçlara zarar veriyor. Eğer ormanın sırrını öğrenmek istiyorsan, önce onun kalbini iyileştirmelisin.”
Elif hemen işe koyulmuş. Ormanda yürürken yerde plastik şişeler, naylon poşetler ve kağıtlar görmüş. Hepsini tek tek toplamış, geri dönüşüm çantasına koymuş. Sonra gövdesi zarar görmüş bir ağacın yanına oturup defterine onun hikâyesini yazmış:
Elif yazmayı bitirince birden ağaç parlamaya başlamış. Yaprakları yeniden canlanmış. Elif şaşkınlıkla etrafına bakmış. Diğer ağaçlar da yavaş yavaş renklenmeye başlamış.
Ertesi gün Elif, ormandaki hayvanlara su getirmiş, kuşlara yem bırakmış. Hatta bir kirpinin ayağına dolanmış ipi çözüp onu özgür bırakmış. Her yaptığı iyilikten sonra orman daha da güzelleşmiş.
En sonunda, Bilge Çınar tekrar konuşmuş:
“Sevgili Elif, sen doğaya sevgiyle yaklaştın, ona zarar vermek yerine korudun. Bu yüzden Renkli Orman’ın sırrını öğrenmeye hazırsın.”
Elif heyecanla dinlemiş.
“Bu ormanın sırrı SEVGİDİR. Sevgiyle yaklaşan her kalp, doğanın en derin hazinelerini görebilir. Sen artık ormanın bir parçasısın.”
O andan sonra Elif, Renkli Orman’ın gönüllü koruyucusu olmuş. Köyüne döndüğünde arkadaşlarına, öğretmenlerine ve ailesine doğayı korumanın ne kadar önemli olduğunu anlatmış. Hep birlikte ormana gelip temizlik yapmışlar, fidan dikmişler, hayvanlar için barınaklar hazırlamışlar.
Ve Renkli Orman, her gün daha da güzel olmuş. Çünkü insanlar öğrenmiş ki:
🌱 Doğayı korumak, kendimizi korumaktır.
🌈 Sevgiyle yaklaşan herkes, dünyayı değiştirebilir.