Masal OkuYaşa Göre5-6 Yaş MasallarıMavi Şal ve Cesaretin Gücü

Mavi Şal ve Cesaretin Gücü

Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler tellal iken develer berber iken, uzak mı uzak bir dağ köyünde Mavi Şal adında bir kız yaşarmış. Mavi Şal’ın adı, ninesi tarafından ona hediye edilen mavi ipek şaldan gelirmiş. Bu şal, sıradan bir şal değilmiş; rüzgarların fısıltısını, yıldızların ışığını, dağların gizemini içinde saklayan büyülü bir eşyaymış. Köyde herkes onun bu şalını tanır ve severmiş. Ninesi, şalın kızını her türlü kötülükten koruyacağını, ama iyiliği ve cesareti asla bırakmaması gerektiğini öğütlermiş.

Bir gün köydeki pazar yerinde bir fısıltı duyulmuş: Korkunç bir dev, Çakır Dağı’nın ardındaki köyleri yıkıyor, ormanları yakıyor ve nehrin suyunu kirletiyormuş. Köylüler korku içinde dağ yollarını kapatmış, gece olunca pencerelerini sıkı sıkı kapatmışlar. Mavi Şal, her gece uykusunda devin gölgesini görür olmuş, ama gölgeden hiç korkmamış. Kalbinde bir ateş yanıyormuş, ona “Git ve bu devin karşısına çık, köyünü ve ormanını kurtar,” diyormuş.

Günlerden bir gün, ninesi Mavi Şal’ı yanına çağırmış. “Gözbebeğim,” demiş, “gitmeden önce sana vereceğim bir sır var. Bu şal sadece seni korumakla kalmaz; ona kalbinin cesaretini ve iyiliğini yansıtırsan sana beklenmedik güçler sunar.” Mavi Şal, ninesinin elini öpüp vedalaşmış ve gözünü kırpmadan Çakır Dağı’nın yolunu tutmuş.

Yolu zorlu ve uzunmuş; taşlar kaygan, patikalar dar ve dikenliymiş. Derken, ormanın içinden gelen bir inilti duymuş. İnce bir ceylan, dikenli bir çalıya takılmış. Mavi Şal hiç düşünmeden ceylanı kurtarmış, dikenleri elleriyle tek tek temizlemiş. Ceylan ona minnetle bakmış, gözlerinde bir ışıltı varmış. “Cesur kız, ne zaman ihtiyacın olursa bu ıslığı çal,” demiş ve ona bir kemik düdük uzatmış. “Ormanın tüm canlıları yardıma koşacaktır.”

Yoluna devam eden Mavi Şal, en sonunda devin inine varmış. İn kapkaranlık, ıslak ve rutubet kokuyormuş. Devin hırıltıları, mağaranın derinlerinden gelen bir fırtına gibi uğulduyormuş. Mavi Şal cesurca içeri girmiş, devin gözleri tam karşısında parlamış. Korkunç dev, onu görünce koca bir kahkaha atmış: “Sen de kimsin böyle cılız çocuk? Beni yenmeye mi geldin?”

Mavi Şal, elini şalına götürmüş, gözlerinde korkusuz bir ışıkla devin karşısına dikilmiş. “Ben Mavi Şal’ım, bu ormanın, bu dağın çocuğuyum. Doğanın sesi, derenin suyu, ağaçların hışırtısı benimledir. Köyümü ve ormanımı korumaya geldim!”

Dev, bu sözlere gülerken, Mavi Şal ceylanın verdiği düdüğü üfleyivermiş. Bir anda tüm orman canlanmış, kuşlar devin etrafında çığlık çığlığa dönmüş, sincaplar ayaklarına dolanmış, çakallar mağaraya girip devin yolunu kesmiş. Her yandan gelen orman sakinleri, devin cesaretini kırmış. Devin gözlerinde bir korku belirmiş, fakat dev pes etmemiş. Gölgesi, bir kara bulut gibi Mavi Şal’ın üstüne çökmüş.

O anda Mavi Şal, ninesinin öğüdünü hatırlamış. Şalını omzundan çıkarıp devin karşısına tutmuş ve içindeki tüm cesareti ve iyiliği bu şala akıtmış. Şal bir anda ışıl ışıl parlamış, devin gözleri kamaşmış. Devin üstüne çevrilen bu parlak ışık, onu adım adım geriye itmiş. Dev bir süre dayanmış ama en sonunda bu ışığın karşısında eriyip gitmiş, bir avuç toprak olmuş.

Mavi Şal, derin bir nefes alıp şalını yeniden omzuna dolamış. Orman hayvanları ona şükranla bakmış, ağaçlar rüzgârla ona teşekkür etmiş. Köyüne geri döndüğünde, herkes ona hayranlıkla bakmış ve bu cesur kızın kahramanlığını dinlemiş. O günden sonra Mavi Şal’ın adı sadece köyde değil, tüm dağ köylerinde cesaretin ve iyiliğin sembolü olarak anılmış.

Ve masal bu ya, Mavi Şal’ın şalı hâlâ o köydeymiş, bir ağacın dalında asılı dururmuş, görenlere cesaret ve iyiliği hatırlatırmış.

Gökten üç elma düşmüş; biri masalı dinleyene, biri anlatana, biri de cesaretin hepimizin içinde yeşermesi için…

İlgili Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz