Kurbağalar ile Tavşanlar

Bir zamanlar, yeşilin her tonuyla bezenmiş geniş bir ormanda yaşayan bir grup tavşan vardı. Bu tavşanlar, çevrelerindeki vahşi hayvanlar yüzünden sürekli korku ve endişe içinde yaşıyorlardı. Tilkiler, kartallar, yılanlar ve hatta bazen insanlar, onların hayatını adeta kabusa çevirmişti. Öyle ki, bir çalının hışırtısı ya da havada süzülen bir gölge gördüklerinde hemen ürküp kaçarlardı. Artık bu korkuyla yaşamaktan bıkmışlardı; neredeyse nefes almak bile zor geliyordu.

Bir gün, güneş henüz batmak üzereyken, tavşanlardan biri ormanın içinde gezinirken bir toynak sesleri duydu. Bu ses, giderek yaklaşıyor ve hızlanıyordu. Korkuyla kulaklarını dikti ve hemen arkadaşlarına haber verdi. Sesin kaynağı büyük bir yabani at sürüsüydü. Atlar öyle hızla yaklaşıyordu ki toprak adeta sarsılıyor, dallar kırılıyordu. Tavşanlar, bu devasa sürünün altında ezilmekten korkarak panikle birbirine sarıldı.

Kurtulmak için çare arayan tavşanlardan biri, yakınlarda bir göl olduğunu hatırladı. Hep birlikte hızla o tarafa koşmaya başladılar. Gölün kıyısına vardıklarında, yorgun ama hala korku içinde titriyorlardı. İçlerinden biri, “Artık dayanacak gücüm kalmadı,” diye mırıldandı. “Belki de bu korkuyla yaşamaktansa, bir kerede ölmek daha iyidir.”

Tam bu düşünceyle göle doğru bir adım attıklarında, tuhaf bir manzarayla karşılaştılar. Sessizce oturmuş olan bir grup kurbağa, tavşanların ayak seslerini duyunca panik içinde zıplamaya başladı. Onlarca kurbağa, gölün serin sularına birer birer atlıyor ve saklanmak için suyun derinliklerine doğru yüzüyordu. Tavşanlar, kurbağaların bu paniğini izlerken hem şaşkına döndü hem de durumun ironikliği karşısında gülmeden edemedi.

İçlerinden en yaşlı ve bilge olan tavşan, bir süre düşündü ve sonunda diğerlerine dönerek sakin bir sesle konuştu: “Görüyor musunuz arkadaşlar? Biz kendi korkularımıza öylesine kapılmışız ki, başka canlıların da korkular içinde yaşadığını fark etmemişiz. Her zaman bizden daha kötü durumda olan birileri olabilir. Demek ki bizim durumumuz, sandığımız kadar umutsuz değilmiş.”

Tavşanlar, bu olaydan sonra korkularıyla daha farklı bir şekilde yüzleşmeye karar verdiler. Elbette tamamen korkusuz olmak mümkün değildi; ama kurbağaların paniği, onlara kendi sorunlarının evrensel olduğunu ve başkalarının da zorluklarla mücadele ettiğini hatırlatmıştı. Göl kenarından ayrılırken, bu dersi bir daha unutmamak için birbirlerine söz verdiler. Artık, başlarına ne gelirse gelsin, her zaman umutlu olmayı ve olayların farklı bir yönünü görmeyi deneyeceklerdi.

Bu olaydan sonra tavşanlar, korkularını yenmek için daha az aceleci davranmaya başladılar ve doğanın bir parçası olarak hayatlarına devam ettiler. Kendi güvenliklerini sağlamak için daha dikkatli oldular, ama her şeyden önce, korkunun yalnızca onlara ait bir duygu olmadığını anladılar.

İlgili Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz