Bir varmış, bir yokmuş… Yeşillikler içinde, güzel mi güzel bir ormanda, Karbeyaz adında minik bir tavşan yaşarmış. Kar gibi bembeyaz tüyleri olduğu için ona bu isim verilmiş. Karbeyaz çok akıllı ve yardımsevermiş, ama bir sorunu varmış: Kendine hiç güvenmezmiş.
Ne zaman bir oyun oynansa, “Ben yapamam,” der, geri çekilirmiş. Ne zaman bir görev verilse, “Ya başarısız olursam?” diye endişelenirmiş.
Bir gün, ormanda büyük bir yarış düzenlenmiş. Tüm hayvanlar bu yarışa katılacakmış. Karbeyaz’ın en yakın arkadaşı sincap ona,
— Hadi Karbeyaz, sen de katıl, demiş.
Ama Karbeyaz başını iki yana sallamış:
— Ben çok yavaşım, kazanamam ki…
Sincap ona gülümseyerek demiş ki:
— Önemli olan kazanmak değil Karbeyaz, kendine inanmak ve denemek!
Ama Karbeyaz yine cesaret edememiş.
O gün, yarış başlamadan önce bir şey olmuş! Ormandaki minik bir kuş, bir ağacın dalına takılıp düşmüş ve kanadı sıkışmış. Bütün hayvanlar korku içinde ne yapacaklarını düşünürken, Karbeyaz hemen ileri atılmış. Küçük bedeniyle dikkatlice ağaca tırmanmış, minik dişleriyle dala sıkışan kuşu nazikçe çekip kurtarmış.
Bütün hayvanlar hayranlıkla Karbeyaz’a bakmış. “Vay be Karbeyaz! Ne kadar cesursun!” diye bağırmış sincap.
O an Karbeyaz fark etmiş: Cesaret, bir şeyi yapıp yapamamakla ilgili değilmiş. Kendine inanmakla ilgiliymiş!
Bundan sonra Karbeyaz, artık “Yapamam!” demek yerine “Denerim!” demeye başlamış. Kendine güvenmeyi öğrenmiş ve birçok şeyi başarmış.
Ve ormandaki herkes, Karbeyaz’ın aslında ne kadar güçlü olduğunu anlamış.
Ve masal burada bitmiş, minik kalplerde büyük bir ders bırakmış. Önemli olan kazanmak değil, kendine inanmakmış!🐰
Bu masalı da okuyun➡ Küçük Tavşanın Anne Sevgisi