Masal OkuYaşa Göre3-4 Yaş MasallarıYıldız Tozu ve Rüzgar Perisi

Yıldız Tozu ve Rüzgar Perisi

Bir varmış, bir yokmuş… Gökyüzünün derin maviliğinde, yıldızlarla bezenmiş geniş bir diyarda küçük bir yıldız taneciği yaşarmış. Adı “Işıltı”ymış. Işıltı, diğer yıldızlardan farklı olarak sürekli parlamaz, yalnızca doğru bir şey yaptığında ışıldarmış. Ama kendisi bunun farkında değilmiş.

Bir gün, gökyüzünün sessiz sakinliğinde yavaşça süzülürken, aniden bir rüzgar dalgası onu yakalayıp uzaklara savurmuş. “Ah!” diye çığlık atmış Işıltı. “Nereye gidiyorum böyle?” Rüzgar kahkahalarla cevap vermiş:

“Ben, Rüzgar Perisi! Seni yere indirmek için buradayım. Çünkü orada, yerde, öğrenmen gereken bir şey var.”

Işıltı korkuyla titremiş. “Ama ben gökyüzüne aidim. Yerde ne işim var?”

Rüzgar Perisi neşeyle, “Bunu yakında göreceksin!” demiş ve Işıltı’yı nazikçe yemyeşil bir ormanın ortasına bırakmış.

Orman öyle büyülüymüş ki… Ağacın yaprakları zümrüt gibi ışıldıyor, kuşların şarkıları sihirli melodilerle dolup taşıyormuş. Ama en ilginci, Işıltı’nın yanında duran gri tüylü, minicik bir tavşancıkmış. Tavşan kocaman gözlerini Işıltı’ya dikip merakla sormuş:

“Sen kimsin? Hiç böyle ışıldayan bir şey görmemiştim.”

“Ben bir yıldızım,” demiş Işıltı gururla. “Ama galiba kayboldum.”

Tavşan, başını eğip düşünceli bir şekilde, “Eğer kaybolduysan, sanırım biri sana yardım etmeli,” demiş. “Gel, seni Bilge Meşe’ye götüreyim. O her şeyi bilir.”

Işıltı, tavşanın peşinden giderken ormanın güzelliklerini keşfetmeye başlamış. Gümüş pırıltılarla dolu bir dere, pembe çiçekler açmış ağaçlar ve arılar gibi uçan minik peri böcekleri… Fakat yolculuk sırasında tavşanın bir ayağının aksadığını fark etmiş.

“Neden topallıyorsun?” diye sormuş Işıltı.

Tavşan utanarak cevap vermiş: “Geçen hafta dikenli bir çalıya takıldım. Ayağım hala acıyor.”

Işıltı bir an duraksamış. Kendi kaybolmuşluğuyla meşgulken tavşanın yardımına ihtiyacı olduğunu yeni fark etmiş. “Dur!” diye bağırmış. “Sana yardım etmeliyim.”

Işıltı, tavşanın yarasına dikkatle bakmış. “Bu diken hâlâ ayağında. İzin verirsen çıkarabilirim.” Tavşan tereddüt etmiş ama sonra başını sallamış. Işıltı, yıldız ışığından minik bir kıvılcım kullanarak dikeni nazikçe çıkarmış. Tavşan, “Ah, artık acımıyor!” diyerek mutlulukla sıçramış.

O anda Işıltı’nın üzerinde parlak bir ışık huzmesi belirmiş. Artık sadece küçük bir yıldız değilmiş; tüm ormanı aydınlatan güçlü bir ışık yayıyormuş. Tavşan şaşkınlıkla, “Ne kadar da güzel parlıyorsun!” demiş.

Işıltı sevinçle gülümsemiş. Artık biliyormuş: Işıldaması, başkalarına yardım ettiğinde gerçekleşiyormuş.

Tam o sırada Rüzgar Perisi tekrar belirmiş. “İşte,” demiş. “Öğrenmen gereken buydu. Işıltın sadece kendi için değil, başkaları için parladığında gerçek anlamını bulur.”

Işıltı başını sallamış ve tavşana dönmüş. “Teşekkür ederim,” demiş. “Sen olmasaydın bunu asla öğrenemezdim.”

Rüzgar Perisi bir kez daha kahkahalar atarak Işıltı’yı havalandırmış ve onu gökyüzündeki yerine geri bırakmış. Ama artık Işıltı yalnızca küçük bir yıldız taneciği değilmiş. Yardım etmenin verdiği ışıkla sonsuza dek parlayan bir yıldız olmuş.

Gökler, artık onun ışığıyla daha da güzelmiş…

Ve ormanın içinde bir tavşan, her gece gökyüzüne bakıp, “İşte, o benim arkadaşım!” dermiş.

İlgili Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz