Bir zamanlar Dişköyü adında tertemiz bir kasabada yaşayan Minik adında sevimli bir diş fırçası varmış. Minik, her gün sabah ve akşam çocukların dişlerini fırçalamak için sabırsızlanırmış. En çok da 7 yaşındaki Ege’nin dişlerini fırçalamayı severmiş. Çünkü Ege genelde tatlı yemeyi çok sever, ama sonra da dişlerini güzelce fırçalarmış.
Fakat bir gün Ege çok yorgunmuş. Akşam yemeğinden sonra dişlerini fırçalamayı unutmuş. Minik ise Ege’nin dişlerinin üzerinde kalan çikolata izlerini görünce çok üzülmüş.
“Ege uyanmadan önce bir şeyler yapmalıyım!” demiş Minik.
O gece, Minik sessizce diş fırçalık sepetinden atlayıp lavabonun kenarından aşağıya inmiş. Yanına diş macunu arkadaşını da almış. İkisi birlikte Ege’nin dişlerine doğru yola çıkmışlar. Ama oraya vardıklarında kötü bir sürprizle karşılaşmışlar: Şeker Canavarı dişlerin üstünde bayram yapıyormuş!
“Burası artık bizim! Çürüklerimizi bırakıp gideceğiz!” diye kıkırdamış Şeker Canavarı.
Minik korksa da cesurca öne çıkmış:
“Burası Ege’nin dişleri, ve onları korumak benim görevim!”
Diş macunu fıslayıp köpürmüş, Minik de bütün gücüyle fırçalamaya başlamış. Şeker Canavarı çırpınıp bağırmış ama sonunda yenilmiş ve dişlerden aşağı kayıp gitmiş.
Sabah olduğunda Ege uyanmış ve ağzında garip bir tat hissetmiş.
“Dün gece dişlerimi fırçalamayı unutmuşum!” demiş pişmanlıkla.
O günden sonra, ne kadar yorgun olursa olsun, her akşam dişlerini fırçalamış.
Minik ise gururla yerini almış ve bir daha böyle tehlikeli bir macera yaşanmasın diye her zaman hazır beklemiş.
Bu masal diyor ki: “Diş fırçanı üzme, şeker canavarına yer verme!”🍭✨
Daha fazla kısa masal okuyun ➡ Kısa Masallar