Mide ve Organlar

Bir zamanlar, güneşin parlak ışıkları altında mutlu bir yaşam süren bir vücut vardı. Bu vücudun her bir parçası, düzen içinde, görevlerini yerine getirir ve hep birlikte sağlıklı, enerjik bir hayat sürerlerdi. Ancak bir gün, vücudun organları, yani eller, ayaklar, gözler, kulaklar ve diğerleri tuhaf bir düşünceye kapıldılar. Onlara öyle geliyordu ki bütün işi kendileri yapıyor, bütün yükü onlar taşıyor, fakat bunun karşılığında tek kazanan mide oluyordu. Çünkü mide, onların çabalarının sonucunda elde edilen yiyecekleri alıp sindiriyor ve keyfine bakıyordu.

Bu durum organları rahatsız etti ve aralarında bir toplantı düzenlemeye karar verdiler. Toplantıda herkes fikrini söyledi. Eller, “Biz olmasak yiyecekler asla tutulamaz, taşınamaz.” dedi. Ayaklar, “Biz olmasak yiyecekler vücuda bile getirilemez.” diye ekledi. Çene ve dişler ise, “Biz olmazsak yiyecekler nasıl çiğnenecek?” diyerek rahatsızlıklarını dile getirdiler. Sonunda hepsi birden mideyi suçlamaya başladı ve bir karar aldılar: Artık çalışmayı bırakacaklar, mideye destek olmayacaklardı. Eller hiçbir yiyeceği tutmayacak, ayaklar yiyecek taşımayacak, çene ve dişler de hiçbir şeyi çiğnemeyeceklerdi.

İlk birkaç gün her şey planladıkları gibi gitti. Mide sessizce bekliyor, ama dışarıdan hiçbir yiyecek gelmiyordu. Organlar, “İşte şimdi mide dersini alacak.” diye düşünüyorlardı. Ancak kısa bir süre sonra, işler bekledikleri gibi gitmemeye başladı. Eller eskisi kadar güçlü hissetmiyordu, parmaklar zar zor hareket ediyordu. Ayaklar, vücudu taşımakta zorlanıyor, en basit adımı atmak bile büyük bir çaba gerektiriyordu. Çene kilitlenmiş gibiydi, ağız kurumuştu ve hiçbir şey yemek istemiyordu. Gözler bile bulanık görmeye başlamıştı. Vücut zayıflıyor, tüm organlar enerjilerini kaybediyordu.

O zaman organlar, büyük bir gerçekle yüzleştiler. Mide sadece yemek yiyen bir organ değil, aynı zamanda yediği yiyecekleri enerjiye çeviren, tüm vücudun yaşaması için gerekli olan bir görev yapan önemli bir parçaydı. Eğer mide çalışmazsa bütün vücut da çalışamazdı. Midenin sessiz ve gözle görünmeyen emeği, aslında vücudun varlığını sürdürebilmesi için vazgeçilmezdi.

Bu gerçekle birlikte, organlar hatalarını anladılar. Eller tekrar yiyecek tutmaya, ayaklar vücuda yiyecek taşımaya, çene ve dişler de çiğnemeye başladı. Mide de görevine kaldığı yerden devam etti. Vücut, kısa sürede eski sağlığına ve enerjisine kavuştu. Hepsi, uyum içinde çalışarak daha güçlü bir bütün olmayı başardı.

Bu masal, toplumsal hayatın temel bir gerçeğini hatırlatır: Birlikte çalışmak, herkesin üzerine düşeni yapması, bir bütünün ayakta kalmasını sağlar. Tıpkı vücudun organlarının birbirine muhtaç olması gibi, bir toplumun bireyleri de birbirine bağlıdır ve herkesin görevini titizlikle yerine getirmesi şarttır. Aksi takdirde, hem bireyler hem de toplum zarar görür.

İlgili Masallar

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz