Bir zamanlar, yemyeşil çayırlarda uzanan, cıvıl cıvıl seslerle dolu, göz alabildiğine geniş bir çiftlik vardı. Bu çiftlikte, her hayvanın kendine özgü bir hikayesi ve öğrenmek isteyenlere anlatacak dersleri vardı. Ama en ilginç hikâye, minik bir tavuğun ve bilge bir tilkinin hikâyesiydi.
Meraklı Küçük Tavuk
Çiftlikteki hayvanlar arasında, minik ama bir o kadar da meraklı bir tavuk yaşardı. Adı Pıtırcık idi. Pıtırcık, diğer tavuklar gibi bütün gün kümeste oturup yem yemek yerine, dünyanın sırlarını keşfetmek için sürekli dışarı çıkar, çevresine dikkatle bakar, merakla sorular sorardı.
Bir gün, çitlerin hemen ötesinde gördüğü kocaman, kızıl tüylü bir kuyruğun peşine düştü. Bu kuyruğun sahibi, çiftlik hayvanlarının korkulu rüyası olan Bilge Tilki idi. Ama Pıtırcık, korkmak bir yana, onunla tanışmak istiyordu.
Tilki ile Karşılaşma
Pıtırcık cesur adımlarla tilkiye doğru yürüdü ve tatlı sesiyle seslendi:
“Merhaba, büyük ve kızıl tüylü yabancı! Sen kimsin ve neden burada dolaşıyorsun?”
Tilki şaşırdı. Onunla bu kadar rahat konuşan bir tavukla daha önce hiç karşılaşmamıştı. Hafifçe gülümsedi ve kuyruğunu savurarak cevap verdi:
“Ben, ormanların bilgesi ve gölgelerin ustası olan tilkiyim. Peki, küçük tavuk, beni bulmaya cesaret ettiğine göre, korkmuyorsun galiba?”
Pıtırcık başını salladı. “Bilgelik taşıyan biri korkutucu olamaz,” dedi. “Beni öğretebileceğin bir şey var mı?”
Tilki, bu sözlerden etkilenmişti. Bir an düşündü ve sonra Pıtırcık’a doğru eğilerek fısıldadı:
“Tabii ki var. Ama öğrenmek istiyorsan, önce bir sınavı geçmelisin.”
Bilgeliğin Sınavı
Tilki, Pıtırcık’ı alarak çiftliğin yakınlarındaki bir tepenin zirvesine götürdü. Orada üç soru sordu:
- “Hayatta seni en çok ileriye götürecek şey nedir?”
- “Sana zarar verebilecek bir durumda ne yaparsın?”
- “Bilge olmak ne demektir?”
Pıtırcık, düşündü. Aklına gelen her cevabı söyledi: cesaret, akıl, sabır… Tilki ise her cevabına başını sallayıp “Daha derin düşün,” dedi.
Sonunda Pıtırcık durup şöyle dedi:
“Beni ileriye götüren şey merakım, çünkü bu beni bilgelere ulaştırıyor. Zarar görebileceğim bir durumda, tıpkı şimdi olduğu gibi cesurca konuşur ve anlamaya çalışırım. Bilge olmak ise her şeyin nedenini öğrenmeye çalışmak ve diğerlerine de öğretmektir.”
Tilki, gözlerini kısarak Pıtırcık’a baktı. Sonra yavaşça konuştu:
“Sen düşündüğümden de zekisin, küçük tavuk. Bilgeliğin sırrını çözmüşsün. Şimdi dön ve öğrendiklerini başkalarına anlat.”
Eve Dönüş
Pıtırcık, tilkinin sözleriyle eve döndü. O günden sonra çiftlikteki tüm hayvanlara öğrendiklerini anlattı. Artık Pıtırcık sadece bir tavuk değil, tüm çiftliğin en bilge hayvanlarından biri olmuştu.
Ve her gece, yıldızların altında, Pıtırcık’ın hikâyesi çiftlikte yankılanır, herkese cesaretin ve bilginin ne kadar önemli olduğunu hatırlatırdı.