Çirkin Ördek Yavrusu

Bir zamanlar, ışıltılı mavi gökyüzünün altında, huzurlu bir göl kenarında yerleşmiş yemyeşil bir çiftlikte her şey sessiz ve sakindi. İlkbahar rüzgarı hafifçe esiyor, nazlı yaprakları titretip çevreye taze bir koku yayıyordu. Göl kenarındaki sazların ardında anne ördek, bir yuva dolusu yumurtanın üzerinde oturmuştu. Günlerce sabırla beklediği an gelmiş, birbiri ardına minik yavruları yumurtalardan çıkmaya başlamıştı. Hepsi birer mucizeydi ve anneleri gibi narin, şirin sarı tüylere sahiptiler.

Ancak yumurtalardan biri diğerlerinden büyüktü ve çatlamak için oldukça gecikmişti. Sonunda büyük bir çatırdama sesiyle o yumurta da açıldı ve içeriden, diğer yavrulardan oldukça farklı, gri ve biraz çelimsiz bir yavru çıktı. Diğer ördekler hemen fısıldaşmaya başladı. “Bu yavruya bakın, tüyleri ne kadar garip! Diğerlerinden çok farklı,” diyerek yeni doğmuş yavruyu işaret ediyorlardı.

Anne ördek, farklı görünen bu yavruya sevgiyle baksa da çevredeki diğer hayvanlar onun hakkında olumsuz konuşmayı sürdürdüler. Yavru ördeği “çirkin” buluyor, onunla alay ediyorlardı. Yavru, bu duruma alışmaya çalıştı ancak her gün aynı şekilde dışlanmak canını çok yakıyordu. “Ben neden böyleyim? Neden diğerleri gibi değilim?” diye düşünmeden edemiyordu. Kendini her geçen gün daha yalnız ve yersiz hissediyordu.

Bu hislerle bir gün, gölü geçip uzaklara gitmeye karar verdi. Belki de başka yerlerde kendine bir yuva bulabilirdi. Ormanda yürürken soğuk, karanlık günler ve uzun geceler boyunca zorluklarla mücadele etti. Hem açlık hem de yalnızlıkla sınanmıştı, ama kalbinin derinliklerinde, bir yerlerde umut kırıntılarını koruyordu. Baharın gelişiyle birlikte, bir göl kenarında kendini dinlenmeye bıraktı.

O sırada göle bir grup kuğu süzüldü. Bu asil, zarif kuşların tüyleri parıldıyor, göğün yansımasında adeta yıldızlar gibi ışıldıyordu. Çirkin yavru, kendine inanamayarak onların yanında suya baktı. Yıllardır tanımadığı bir yüzle karşılaştı: Gri tüyleri gitmiş, yerine uzun, beyaz kanatları ve zarif boynuyla muhteşem bir kuğu görünümü almıştı! Gözlerine inanamıyordu. Meğer o hiçbir zaman bir ördek değilmiş; başından beri ait olduğu yer kuğuların yanındaymış.

Artık kendini özgür, güçlü ve güzel hissediyordu. Çocukluğunda yaşadığı zorlukları düşündü, ama bu yolculuk sayesinde gerçek benliğini bulmuştu. O artık ne çirkin ne de yalnızdı. Gökyüzüne yükselirken, içindeki tüm acı, huzura dönüştü. Gerçek güzelliği bulan, kendini keşfeden bir kuğu olarak hikayesi böylece yeni bir başlangıca kavuşmuştu.

İlgili Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz