Kasırga, sabahın erken saatlerinde Şimşek’in telaşlı havlamalarıyla uyandı. Şimşek’in aceleci tavrı, bir şeylerin yolunda gitmediğinin işaretiydi. Giyinip dışarı fırlayan Kasırga, Şimşek’i takip ederek kasabanın eski meydanına doğru ilerledi. Meydanın tam ortasındaki büyük pano dikkatini çekti. Panoya dikkatle baktığında, bir şeylerin tuhaf olduğunu fark etti: Harfler eksikti. Üzerinde yazması gereken cümle, eksik harfler yüzünden anlamsız hale gelmişti.
Kasırga dikkatle notu inceledi: “_ar_p ol_y_ar _i_iy_r.” Bu mesaj, basit bir yazım hatasından daha fazlasını anlatıyordu. Kasırga, son günlerde kasabalıların bazı kelimeleri söylemekte zorlandığını fark etmişti ama bunun geçici bir durum olduğunu düşünmüştü. Ancak şimdi, eksik harflerin kasabanın genelinde bir sorun haline geldiğini anlıyordu. Bu, çözülmesi gereken bir gizemdi.
Öncelikle, kasabanın dört bir yanında dolaşıp insanlarla konuşmaya başladı. Market sahibi, ekmek siparişi verirken “ekm_k” demiş, çocuklar oyun oynarken “ip _tl_mak” gibi eksik cümleler kullanıyordu. Sorunun ciddiyetini gören Kasırga, bunun bir büyü ya da başka bir doğaüstü olayla ilgili olduğundan şüphelenmeye başladı. Kasırga’nın aklına, yıllar önce kasabanın en eski kütüphanesi hakkında duyduğu bir efsane geldi. Efsaneye göre, kütüphanede kilitli bir büyü kitabı vardı ve bu kitabın yanlış ellere geçmesi büyük felaketlere yol açabilirdi.
Kasırga, hızlıca kararını verdi. Kasabanın kenarında, terkedilmiş ve kimsenin uğramadığı eski kütüphaneye gitmeye karar verdi. Burası, harflerin kayboluşunun sırrını çözebileceği tek yer gibi görünüyordu. Kütüphaneye vardığında, dış kapının ağır demir tokmağını tuttu ve dikkatlice itti. Ancak kapı kilitliydi. Üzerinde, tanıdık gelen bir sembol vardı. Harflerden oluşan bir şifre gibiydi. Şifreyi çözmek için kaybolmuş harfleri yerine koyması gerekiyordu.
Bir süre düşündükten sonra, eksik harfleri tahmin ederek kapıyı açmayı başardı. İçeri adım attığında, loş bir ışıkla aydınlanan rafların arasında yoğun bir toz bulutu havaya karıştı. Kütüphanenin derinliklerine doğru ilerledikçe, raflarda yer alan kitapların birçoğunun sayfalarının eksik olduğunu fark etti. Hepsi yarım kalmış metinlerle doluydu. Kasırga, aradığı kitabı buldu: Üzerinde altın harflerle “Dil Büyüsü” yazılı bir büyü kitabıydı. Kitabın kapağını açtığında, ilk sayfada şöyle yazıyordu:
“Bu büyü, harfleri hapsetti. Her bulmaca, bir harfi geri getirecek. Doğru kelimeleri bul, harfleri serbest bırak.”
Kasırga, kitabın içindeki ilk bulmacayı okumaya başladı: “Kışın beyaz örtüsüdür, soğuğun habercisidir.” Bir an düşündü, sonra yanıtladı: “Kar.” Kitap birdenbire parlamaya başladı ve rafa yeni bir kitap eklendi. Bu kitapta eksik olan “K” harfi geri dönmüştü. Kasırga, doğru yolda olduğunu anladı ve hızla bulmacalara devam etti.
İkinci bulmaca şöyleydi: “Yazın sıcak günlerinde serinlik verir, bazen gökyüzünden düşer.” Kasırga, bu sorunun cevabının “Yağmur” olduğunu düşündü ve doğru cevabı verdiğinde bir başka harf daha geri döndü: “Y.” Her doğru cevapla, harfler birer birer kasabaya dönüyordu. Ancak bulmacalar gittikçe zorlaşıyordu ve Kasırga’nın zihni de her geçen dakikada daha fazla yoruluyordu.
Sonunda en zor bulmacaya ulaştı. Kitapta yazılı olan cümle, “Ne görebilirsin ne de dokunabilirsin, ama her nefeste içindesin,” diyordu. Kasırga bir süre düşündü. Cevabın “Hava” olduğunu fark ettiğinde, kitap bir kez daha parladı ve eksik olan “H” harfi de yerine döndü. Kasırga, bunun gibi geride kalan diğer bulmacaları da çözerek eksik harflerin hepsini özgürleştirmişti. Artık büyü çözülmüştü.
Kasırga, kütüphaneden çıktığında, kasabanın havası bile değişmişti. Panodaki not artık net bir şekilde okunuyordu: “Harap olaylar bitiyor!” Kasaba halkı, yeniden harfleri hatırlamış, kelimeler düzgün bir şekilde kullanılmaya başlanmıştı. Kasırga’nın hızlı düşünme yeteneği ve bulmacaları çözme konusundaki becerisi sayesinde, kasaba eski haline dönmüştü.
Kasırga, meydanda toplanan kasabalılara doğru döndü ve hafifçe gülümsedi. “Bir gizem daha çözüldü,” diye mırıldandı. Ancak, gözleri hala kasabanın sokaklarında dolaşıyordu. Yeni bir gizemin, yeni bir maceranın onları beklediğini biliyordu. Şimşek ise, patileriyle mutlulukla zıplayarak Kasırga’yı takip ediyordu. Yeni bir macera her an başlayabilirdi ve Kasırga her zamanki gibi hazırdı.