Tilki ile Kurt

Bir zamanlar, tilki ve kurt ormanda birlikte yaşardı. Ancak kurt, tilkiye sürekli emirler verir, onun üstünde baskı kurardı. Tilki, kurtla baş edemeyeceğini bildiği için her dediğini yapmak zorundaydı. Ama bu durumdan hiç memnun değildi ve bir plan yaparak kurttan kurtulmayı kafasına koydu.

Bir gün, ormanda birlikte dolaşırken kurt, “Tilkiciğim, karnım çok acıktı. Bana yiyecek bir şeyler bulmalısın. Bulamazsan seni yemek zorunda kalacağım!” diye çıkıştı. Tilki ise sakin bir şekilde, “Kurt kardeş, bir çiftlik biliyorum, orada iki kuzu var. Dilersen gidip onları alalım.” diye önerdi. Kurt, bu fikri kabul etti. Çiftliğe vardıklarında tilki, kuzunun birini çaldı ve kurda getirdi. Ardından da oradan hızla uzaklaştı.

Kurt kuzuyu afiyetle yedi, ama karnı doymamıştı. Gözünü diğer kuzuya dikti ve bu sefer kendisi gitmeye karar verdi. Ne var ki oldukça sakar davrandı. Kuzunun annesi onu fark edip yüksek sesle melemeye başlayınca çiftçiler koşup geldi. Kurdu yakaladılar ve onu acımasızca dövdüler. Zavallı kurt, can havliyle ormana kaçtı ve tilkinin yanına gitti. “Başımı belaya soktun! Diğer kuzuyu alayım dedim, ama çiftçiler beni yakalayıp dövdüler,” dedi. Tilki ise alaycı bir şekilde, “Sen ne obursun! Yetinmeyi bilmez misin?” diye cevap verdi.

Ertesi sabah, kurt yine aynı istekte bulundu: ” Tilkiciğim, bana yiyecek bir şeyler bulmalısın. Yoksa seni yemek zorunda kalacağım!” Tilki, “Ocağında her gün yemek pişen bir çiftlik evi biliyorum. Çiftlik evinin sahibi kadın her akşam börek pişiriyor. Gidip gizlice biraz börek alabiliriz.” dedi. Çiftlik evine vardıklarında tilki etrafta dolanıp anahtarı buldu. Sessizce mutfağa girerek altı tepsi börek aldı ve hepsini kurda getirdi. “Al, afiyet olsun!” dedi ve hızla oradan uzaklaştı.

Kurt, börekleri yedi ama gözü doymadı. Daha fazlasını almak için tekrar eve döndü. Ancak bu kez oldukça dikkatsizdi ve bir çömlek tepsiyi düşürerek kırdı. Gürültüye uyanan ev sahibi, ailesini çağırarak kurdu yakaladı. Kurt yine fena bir dayak yedi ve yaralı hâlde tilkiye döndü. “Senin yüzünden yine dayak yedim!” diye yakındı. Tilki ise aynı cevabı verdi: “Senin açgözlülüğün bitmiyor!”

Üçüncü gün, kurt ve tilki tekrar ormana çıktılar. Kurt, hâlâ uslanmamıştı: ” Tilkiciğim, karnım çok acıktı. Bana yiyecek bir şeyler bulmalısın. Bulamazsan seni yemek zorunda kalacağım!” Tilki, “Bir adam hayvan kesti, etlerini de tuzlayıp kilerde sakladı. Gidip o etleri alabiliriz.” dedi. Bu kez kurt, tilkinin kendisini yalnız bırakmasına izin vermedi. “Birlikte gidelim. Yanımda olursan eğer kaçamadığım takdirde bana yardımda bulunursun.” diye diretince tilki kabul etti.

Kilere girdiklerinde kurt hemen etlere saldırdı ve doymak bilmeden yemeye başladı. Tilki ise temkinli bir şekilde et yiyor, sık sık dışarı çıkabileceği deliği girip çıkarak kontrol ediyordu. Böylelikle vücudunun o delikten geçip geçemeyeceğini hesaplıyordu. Kurt, “Neden sürekli içeri girip çıkıyorsun?” diye sordu. Tilki, “Etrafı kolaçan ediyorum. Ama sen yine de fazla yeme” dedi. Kurt onu dinlemedi ve etleri yemeye devam etti.

Tilkinin çıkardığı sesleri duyan çiftçi, elinde sopasıyla kilere geldi. Tilki, uyanık davranarak delikten kaçtı. Ancak kurt, fazla yemekten karnını şişirmişti ve delikten çıkamadı. Çiftçi onu yakalayıp sopayla döverek öldürdü. Tilki ise açgözlü kurttan kurtulduğu için mutlulukla ormana döndü.

İlgili Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz