Masal OkuMasal OkuMasal Oku: Gökyüzü Krallığı ve Gümüş Kuş

Masal Oku: Gökyüzü Krallığı ve Gümüş Kuş

Masal oku ve hayal dünyasına bir yolculuğa çık! Bir zamanlar, bulutların üzerinde saklı bir krallık varmış. Gökyüzü Krallığı adındaki bu yerde, yıldızlarla bezenmiş kuleler yükselir, rüzgârlar masal gibi esermiş. Burada yaşayan herkes gökyüzünün parıltısı sayesinde mutlu ve huzurluymuş. Ancak bir gün, gökyüzünü kara bulutlar kaplamış. Yıldız kulelerinin ışıkları birer birer sönmüş, bulutlar ise kasvetli bir karanlığa bürünmüş. Halk korkuya kapılmış ve Kral Yıldızşah’tan yardım istemiş.

Kral, yaşananları anlayabilmek için eski masal kitaplarına danışmış. Bu masallar, Gökyüzü Krallığı’nın ışığının Dilek Dağı’ndan gelen bir yıldız sayesinde parladığını söylüyormuş. Ancak o yıldızın ışığı azalmış ve tekrar güçlenmesi için birinin Dilek Dağı’na gitmesi gerekiyormuş. Bu tehlikeli görev için gönüllü olan tek kişi, cesur Gümüş Kuş olmuş.

“Gümüş Kuş,” demiş Kral Yıldızşah, “Gökyüzü Krallığı’nın kaderi senin kanatlarında. Ancak bu yolculuk kolay olmayacak. Eski bilge rüzgârlara git ve ondan tavsiye al.”

Bilge rüzgârlar, kuşa yolculuğu için eski bir masal kitabı vermiş. “Masal oku,” demiş bilge, “çünkü masallarda saklı bilgiler sana rehberlik edecek.” Gümüş Kuş, kitabı dikkatlice okuyarak Dilek Dağı’na ulaşmak için hangi yolları kullanması gerektiğini öğrenmiş.

Kuş, gökyüzünün en tehlikeli bölgelerini aşarak yolculuğa çıkmış. İlk durağı Yıldırım Nehri olmuş. Bu nehir, şimşeklerle doluymuş ve bir anlık hata her şeyi bitirebilirmiş. Masal kitabında yazan bir bilgiye dayanarak, kuş nehrin en sakin olduğu şafak vaktinde geçmeyi başarmış.

Daha sonra, Fırtına Geçidi’ne ulaşmış. Burada rüzgârlar o kadar güçlüymüş ki kanatlarını açmak bile zormuş. Ancak masaldan öğrendiği gibi, geçidin arkasındaki saklı koridora ulaşmayı başarmış. Bu koridor, onu doğrudan Dilek Dağı’nın tepesine götürmüş.

Dilek Dağı’nın zirvesinde, gökyüzünün en parlak yıldızı olan Dilek Yıldızı parıldıyormuş. Gümüş Kuş, ona yaklaşarak halkının dileğini dilemiş: “Lütfen Gökyüzü Krallığı’na ışığını geri getir.”

Zirvede parlayan Dilek Yıldızı tüm ihtişamıyla Gümüş Kuş’a seslendi:
“Ey cesur yolcu! Dileğini yerine getirebilirim, ancak önce sana üç mantık sorusu soracağım. Eğer bu soruları doğru cevaplarsan, ışığımı Gökyüzü Krallığı’na göndereceğim. Hazır mısın?”

Gümüş Kuş, kanatlarını çırpıp kendinden emin bir şekilde cevap verdi:
“Hazırım! Sorularınızı bekliyorum.”

Dilek Yıldızı’nın ışığı titreyerek ilk soruyu sordu:
“Bir nehir kenarındasın. Elinde bir sandal, bir kurt, bir keçi ve bir lahana var. Hepsini karşı kıyıya geçirmek istiyorsun. Ancak aynı anda sadece iki şeyi sandala alabilirsin ve kurt keçiyi, keçi de lahanayı yalnız bırakıldığında yer. Hepsini güvenle karşıya nasıl geçirirsin?”

Gümüş Kuş bir an düşündü, sonra cevap verdi:
“Önce keçiyi karşıya geçiririm. Sonra geri dönüp kurdu alır, ama onu karşıya bırakmadan tekrar keçiyi alıp geri dönerim. Ardından lahanayı karşıya bırakır ve son olarak keçiyi tekrar geçiririm. Böylece hepsi güvenle geçer.”

Dilek Yıldızı gülümsedi:
“Doğru cevap! Zekanı kanıtladın.”

Yıldız, biraz daha parlak bir hale büründü ve ikinci soruyu sordu:
“Önünde iki kapı var. Kapılardan biri krallığına ışığı geri götürür, diğeri ise karanlığa sürükler. Her kapının önünde bir bekçi var: biri daima doğruyu söyler, diğeri ise daima yalan söyler. Tek bir soru sorarak doğru kapıyı nasıl bulursun?”

Gümüş Kuş bir an düşündü, sonra kanatlarını açıp yanıtladı:
“Her iki bekçiye de aynı soruyu sorarım: ‘Diğer bekçi hangi kapıyı önerir?’ Bu soru, doğru bekçi bile olsa yanlış kapıyı işaret eder. Bu yüzden diğer kapıyı seçerim.”

Dilek Yıldızı bir kez daha parladı:
“Mükemmel cevap! Mantığın güçlü.”

Yıldız, son bir defa daha ışığını titretip üçüncü soruyu sordu:
“Bir terazinin önündesin ve 9 topun var. Toplardan biri diğerlerinden biraz daha ağır. Ancak teraziyi yalnızca iki kez kullanabilirsin. Ağır olan topu nasıl bulursun?”

Gümüş Kuş derin bir nefes aldı ve mantığını kullanarak cevapladı:
“İlk tartıda, topları üçerli gruplara ayırır ve iki grubu tartarım. Eğer biri ağırsa o gruptadır. Eğer eşit çıkarsa ağır top diğer üçtür. Sonra ağır olan üç topu tekrar ikiye böler ve tartarım. Eğer eşit çıkarsa ağır top tartıya konmamış olandır.”

Dilek Yıldızı ışık saçtı ve büyük bir neşe içinde konuştu:
“Doğru cevap! Mantığın ve zekan, bu ışığın Gökyüzü Krallığı’na geri dönmesini sağladı.”

Dilek Yıldızı, ışığını Gümüş Kuş’a verdi. “Bu ışığı krallığına taşı. Zekân ve mantığınla halkını kurtardın.”

Gümüş Kuş, zaferle krallığına döndüğünde, herkes onu alkışlamış ve o günden sonra her gece yıldız kulelerinin altında masallar okuyarak bu cesur yolculuğu hatırlamışlar.

Masal oku ve unutma: Her masal bir ışık olabilir! 🌟

İlgili Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz