Masal OkuYaşa Göre11+ Yaş MasallarıGölgelerin Ardındaki Dost

Gölgelerin Ardındaki Dost

Kasırga, her zamanki gibi sabahın erken saatlerinde kasabanın sokaklarında dolaşmaya çıkmıştı. Burası sıradan bir kasaba değildi; taş sokakları, eski evleri ve her köşede saklı sırlarıyla dolu, bir masaldan fırlamış gibiydi. Ancak Kasırga’nın dikkatini çeken tek şey kasabanın tuhaf yapısı değil, son günlerde hissettiği gizemli bir gölgeydi. Ne zaman sessiz bir sokağa girse ya da kendini yalnız hissedip arkasına baksa, orada, biraz ileride, sanki hep onu izleyen ama göz ucuyla bile fark edemediği bir karartı vardı.

İlk başlarda bu gölgeyi sadece bir hayal ya da geçici bir his sandı. Ancak zamanla, bu varlığın kasabada onu gerçekten takip ettiğine ikna oldu. Kimseye bir şey söylemedi, çünkü ona inanmayacaklarını düşündü. Yine de içten içe, bir dedektifin merakıyla bu gölgenin kim olduğunu öğrenmeye kararlıydı.

Bir gece, fırtına kasabanın üzerine çökmüşken, Kasırga elinde küçük bir fenerle gölgenin izini sürmeye karar verdi. Sokaklar ıssızdı ve sadece yağmurun sesi duyuluyordu. Kasırga bir ara, terk edilmiş, harabe bir konağın önüne geldi. Konağın taş duvarları yosun tutmuş, pencereleri kırılmış ve bahçesi yabani otlarla dolmuştu. Bu konakta kimse yaşamıyordu; en azından Kasırga öyle düşünüyordu.

Tam konağın önünden geçerken, birden bire bir fısıltı duydu. Fısıltı, yağmurun ve rüzgarın arasında kaybolacak kadar hafifti ama çok gerçekti. “Kasırga…” diye bir ses yankılandı. Kasırga ürpererek arkasına döndü. Oradaydı, gölge, kendini göstermişti! İlk defa bu kadar belirgin şekilde Kasırga’nın karşısındaydı.

Gölge, ince, uzun bir siluetti. Yüz hatları belli belirsizdi ama bakışları derindi, sanki yıllarca bir şeyler beklemiş gibiydi. Kasırga, tedirgin ama kararlı bir şekilde sordu, “Sen kimsin?”

Gölge bir süre sessiz kaldı, sonra titrek bir sesle konuştu: “Bir zamanlar bu kasabanın dedektifiydim. Benim adım Karanlık. Yıllar önce bir sırrı çözmek için hayatımı adadım, ama bu sırrı çözemeden kayboldum. Ruhum burada sıkışıp kaldı; gölgeler ardında beklemek zorunda kaldım.”

Kasırga, kasabanın eski dedektifinin ismini duymuştu ama onun bir ruh olarak karşısına çıkacağını hiç düşünmemişti. Karanlık, ona daha da yaklaştı. “Senin yardımına ihtiyacım var, Kasırga. Yarım bıraktığım görevi tamamlamak istiyorum ve bu sırra ulaşman için ipuçlarını seninle paylaşacağım.”

Kasırga bir an düşündü. Bu, hayatında başına gelebilecek en büyük serüvenlerden biriydi ve elbette bu teklifi geri çevirmeyecekti. “Peki, Karanlık,” dedi, “senin sırrını çözmene yardım edeceğim.”

Karanlık, Kasırga’ya ilk ipucunu verdi: “Kasabanın ortasındaki eski saatin içine bak. Orada uzun zamandır bekleyen bir not var. Bu not, bizi ilk ipucuna götürecek.”

Kasırga, ertesi sabah erkenden kasabanın meydanına, eski saat kulesine gitti. Saat kulesi, herkesin yanından geçip gittiği sıradan bir yapıya benziyordu ama kimse onun içinde bir sır olduğunu bilmiyordu. Zorlanarak saatin mekanizmasına ulaştı ve gerçekten de orada küçük, sararmış bir kağıt buldu. Kağıtta sadece bir cümle yazıyordu: “Gizlenen hazineyi bulmak için eski konağın bodrumuna in.”

Kasırga, o gece fırtınada gölgeyle karşılaştığı konağı hatırladı. Notun izinde ilerleyerek konağın bodrumuna indiğinde, basamaklar çatırdıyordu ve rutubet kokusu her yanı sarmıştı. Bodrumda ise toprak zemine kazınmış gizemli semboller ve eski eşyalar vardı. Bir köşede ise paslı bir sandık duruyordu.

Sandığın kapağını açtığında içindeki küçük bir defter, Kasırga’nın dikkatini çekti. Defterde, Karanlık’ın yıllar önce üzerine çalıştığı davaya ait detaylar vardı. Notlarda yazılanlara göre, kasabanın zenginlerinden biri büyük bir hazineyi gizlemiş ve kimsenin onu bulamaması için çeşitli tuzaklar kurmuştu. Bu, Karanlık’ın hayatını adadığı ama çözemeden kaybolduğu dava olmalıydı.

Tam bu sırada Karanlık gölge olarak belirdi ve Kasırga’ya minnettar bir şekilde baktı. “Bu defter sayesinde benim yarım kalan görevimi tamamladın, Kasırga. Artık huzur içinde dinlenebileceğim. Ama bu hazineyi bulmak, onu yalnızca senin kararına bırakıyorum. Kasabanın geleceği, senin bu hazineyi nasıl kullanacağına bağlı.”

Kasırga, defteri dikkatlice kapattı ve Karanlık’a teşekkür etti. “Bu sır seninle birlikte kalacak, Karanlık,” dedi. “Kasabaya yardım etmek için elimden geleni yapacağım.”

Karanlık, son bir kez başını salladı ve gölge yavaşça kayboldu. Kasırga, elinde defterle konağı terk ederken artık yalnız olmadığını hissetti. Karanlık’ın ona bıraktığı sır, kasabayı koruyacak bir güçtü ve Kasırga bu gücü adalet için kullanacaktı.

Bu olaydan sonra, Kasırga kendini sadece bir dedektif gibi değil, kasabanın koruyucusu gibi hissetti. Gölgenin ardında kalan dost, ona cesaret, bilgi ve dostluk bırakmıştı. Artık o, bu kadim sırrın bekçisiydi. Kasırga, masalların içinde geçen bu maceranın aslında onun hayatında nasıl bir dönüm noktası olduğunu hep hatırlayacaktı.

Önceki Masal
Sonraki Masal
İlgili Masallar

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz