Bir zamanlar ormanın derinliklerinde bir kurt yaşardı. Bu kurt, kendini ormanın kralı ilan etmişti. Tüm hayvanlara, adaletli ve eşit bir düzen kurma sözü verdi. Yeni “kral” olarak yaptığı ilk iş, herkesin karnını doyuracak bir kanun çıkarmak oldu. Kurt, tüm avların belirli bir alanda toplanacağını, böylece hiçbir hayvanın aç kalmayacağını açıkladı. Bu öneri, başta ormandaki tüm hayvanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı; herkes, yeni krallarının bu cömertliğine minnettar görünüyordu.
Ancak o sırada aralarından biri olan eşek öne çıktı. Yavaş ama kararlı bir ses tonuyla konuşarak, “Sevgili kralımızın asilce sözleri için ona teşekkür ederiz. Ancak, adaletin ilk adımını kralımızın kendisi atmalı değil midir?” dedi. “Dün yakaladığı avı hepimize eşit şekilde paylaştırmak yerine kendi evine götürdü ve tek başına yedi. Bizden biri bile bu avdan pay alamadı.”
Eşeğin sözleri ormandaki hayvanlar arasında bir fısıltı dalgası yarattı; hemen ardından bu fısıltılar güçlü alkışlara dönüştü. Herkes eşeğin haklı olduğunu düşünüyor, bu yeni kanunun önce kurttan başlaması gerektiğini savunuyordu.
Kurt, bu beklenmedik tepki karşısında afalladı. Başını eğip düşündü. Eşeğin sözleri adil bir isteği dile getiriyordu, ama kendi avını paylaşmak kurdun işine gelmiyordu. Bir süre sessizce düşündükten sonra, çıkardığı kanunu iptal ettiğini duyurdu. Böylece ormanda eski düzen devam etti; her hayvan kendi avını yakalayıp kendi karnını doyurmak zorundaydı.
Ormandaki hayvanlar bu duruma üzüldü, ama herkes kurdun gerçek yüzünü görmüş oldu. Adaletin sadece sözde değil, davranışlarda da var olması gerektiğini bir kez daha anlamışlardı.
Güzel masallar siteniz harika