Bir varmış, bir yokmuş. Bir kasabada, herkesin çok sevdiği bir çoban yaşarmış. Bu çoban, her gün koyunlarını otlatmaya çıkarır, akşamları da köye geri getirirmiş. Ancak bir gün, çoban sıkılmış ve biraz eğlenmek istemiş.
“Şu köylüleri biraz kandırayım,” diye düşünmüş ve yüksek sesle bağırmış:
“Kurt! Kurt var! Yardım edin!”
Köylüler hemen koşup gelmiş, ama ortada kurt falan yokmuş. Çoban kahkahalarla gülmüş, köylüler de ona kızıp geri dönmüşler.
Ertesi gün çoban yine aynı oyunu oynamış. Yine “Kurt var!” diye bağırmış, köylüler de gelip kurt olmadığını görünce bu sefer daha da kızmışlar.
Ama bir gün gerçekten bir kurt sürüsü gelmiş. Çoban var gücüyle bağırmış:
“Kurt! Kurt geldi! Yardım edin!”
Ama köylüler bu sefer inanmayıp gelmemişler. Kurtlar da tüm koyunları alıp götürmüş. Çoban büyük bir pişmanlık içinde kalmış ama artık çok geç olmuş.
Çoban o günden sonra anlamış ki yalan söyleyenin sözüne inanılmaz, doğru bile söylese kimse güvenmez.