Bir varmış, bir yokmuş. Teknolojiyle doğanın el ele verdiği, rengârenk çiçeklerle süslü bir şehir varmış. Bu şehrin en ilginç yanı ise çocukların oyun oynadığı parkların arasında dolaşan minik robotlarmış. Bu robotlar insanlara yardım eder, çöpleri toplar, çiçekleri sular, hatta çocuklarla oyun bile oynarlarmış.
Bu robotlardan biri diğerlerinden farklıymış. Çünkü o, daha yeni yapılmış, küçük ve sevimli bir robotmuş. Herkes ona Minik dermiş. Minik’in en büyük hayali, tıpkı büyük robotlar gibi şehre faydalı olmakmış. Fakat bir sorunu varmış: Minik sık sık hata yapıyormuş.
Bir gün Minik, çiçeklere su vermek için parka gönderilmiş. Elindeki sulama kabıyla çiçekleri sulamaya başlamış ama yanlışlıkla çiçeklerin yerine parkta oynayan çocukların üzerine su sıkmış. Çocuklar gülmeye başlamışlar:
— Hahaha! Bize su sıkıyorsun Minik, çiçeklere değil!
Minik çok utanmış. “Sürekli hata yapıyorum, demek ki hiç başarılı olamayacağım.” diye düşünmüş.
Ama oradaki yaşlı bir bahçıvan gülümseyerek ona yaklaşmış:
— Üzülme Minik. Hata yapmak kötü bir şey değil. Hatalar bize nasıl doğru yapacağımızı öğretir.
Minik Robotun Öğrenme Serüveni
Bahçıvanın sözleri Minik’in kafasını karıştırmış. “Nasıl yani? Hata yapmak öğrenmek olabilir mi?” diye düşünmüş.
Ertesi gün Minik, çöpleri toplamak için yollara çıkmış. Ama yanlışlıkla çöplerin yanında duran çocukların oyuncaklarını da toplamış. Çocuklar koşarak yanına gelmişler:
— Minik! Onlar çöp değil, bizim oyuncaklarımız!
Minik yine çok üzülmüş. Ama çocuklardan biri gülerek demiş ki:
— Önemli değil Minik. Şimdi öğrendin, oyuncak ile çöp arasındaki farkı!
Minik o anda anlamaya başlamış: Her hata ona yeni bir şey öğretiyormuş.
Büyük Görev
Bir gün şehirde büyük bir festival yapılacakmış. Renkli balonlar, ışıklar ve oyunlarla dolu kocaman bir kutlama hazırlığı başlamış. Minik de görev almış. Onun işi, ışıkları yakmakmış.
Ama heyecandan yanlış kabloya basmış ve bütün ışıklar sönmüş! Herkes bir anlık şaşkınlıkla Minik’e bakmış. Minik’in gözleri parlamış:
— Ben yine hata yaptım… Galiba her şeyi bozacağım.
Tam o sırada bahçıvan gelmiş ve ona şöyle demiş:
— Minik, unutma! Senin hataların, öğrenmen için bir yol. Bu defa dikkat et ve yeniden dene.
Minik derin bir nefes almış, kabloları dikkatle incelemiş ve doğru düğmeye basmış. Bir anda tüm ışıklar parlamış, şehir rengârenk olmuş. Herkes alkışlamış:
— Yaşasın Minik! Başardın!
Mutlu Son
O günden sonra Minik hiçbir hatasından korkmamış. Çünkü anlamış ki hata yapmak aslında öğrenmenin bir parçasıdır. Hatalar bize cesaret, sabır ve doğruyu bulma gücü kazandırırmış.
Ve şehirdeki tüm çocuklar Minik sayesinde şunu öğrenmişler:
— Yanlış yapmak kötü değildir. Önemli olan hatalardan ders alıp yeniden denemektir.
Bu masalı da okuyun: Üç Zıpzıpın Hikâyesi