Bir zamanlar, yolları rengârenk arabalarla dolu şirin bir şehir varmış. Bu şehrin adı Trafikolya’ymış. Burada her araba kurallara uyar, kimse kimseye korna çalmaz, herkes birbirine saygı gösterirmiş.
Şehrin en meraklı arabası Maviş adında küçük, mavi bir arabaymış. Maviş çok hızlı gitmeyi severmiş. Ama bazen durması gereken yerlerde durmaz, geçmesi gereken yerleri karıştırırmış. Henüz trafik kurallarını tam öğrenememiş anlayacağınız.
Bir sabah Maviş uyanmış, güneş pırıl pırıl parlıyor, yollar tertemiz.
“Hadi bakalım!” demiş kendi kendine, “Bugün uzun bir tura çıkayım!”
Yola koyulmuş. Rüzgâr lastiklerinin arasından geçiyor, motoru neşeyle uğulduyormuş. Ama birden karşısına kırmızı ışık çıkmış.
Maviş yavaşlamamış bile.
“Ben acele ediyorum, sonra dururum,” demiş ve basmış gaza.
Işığın başında duran uzun boylu, ciddi bir trafik lambası homurdanmış:
“Off, yine mi Maviş!”
Biraz ileride bir grup çocuk, yaya geçidinde bekliyormuş. Ellerinde okul çantaları, sabırla yolların açılmasını bekliyorlarmış.
Maviş onları görmüş ama yine durmamış. “Zaten hepsi bekliyor, sorun olmaz,” deyip geçip gitmiş.
Tam o sırada, motosikletinin üstünde Trafik Polisi belirmiş.
Sireni bir kez çalıp Maviş’in önüne geçmiş:
“Hop hop hop! Küçük dostum, nereye böyle?”
Maviş yavaşlamış, başını öne eğmiş.
“Üzgünüm efendim, çok heyecanlıydım, sanırım biraz dikkatsiz davrandım.”
Trafik polisi gülümsemiş ama gözleri hâlâ ciddiymiş:
“Bak Maviş, kırmızı ışık demek ‘dur’ demek. Çünkü o sırada karşıdan biri geçiyor olabilir. Yayalara yol vermekse en önemli kuraldır. Çünkü onlar senden çok daha savunmasız. Hız yapmak güzel ama önce güvenlik!”
Maviş içini çekmiş.
“Bazen çok hızlı olmak istiyorum ama sanırım yavaşlamayı öğrenmem gerekiyor.”
“İşte şimdi doğru düşünmeye başladın!” demiş trafik polisi. “Unutma, kurallara uymak sadece başkaları için değil, senin için de bir kalkan.”
O günden sonra Maviş, her ışıkta durmaya, yayalara yol vermeye, tabelaları dikkatle okumaya başlamış. Ve fark etmiş ki aslında kurallar sıkıcı değilmiş. Aksine, yola düzen getiriyormuş.
Bir hafta sonra şehirde büyük bir etkinlik düzenlenmiş:
“En Güvenli Sürücü” Yarışı!
Herkes katılmış ama birinci olan Maviş olmuş. Çünkü o artık akıllı ve dikkatli bir sürücüymüş.
Yarış sonunda trafik ışıkları sırayla yanıp sönmüş:
🔴 Kırmızı dedi ki: “Durmayı bilmek önemlidir.”
🟡 Sarı dedi ki: “Dikkatli ol, kırmızı ve yeşil renge göre hareket et!”
🟢 Yeşil dedi ki: “Hadi, şimdi güvenle geçebilirsin!”
Ve Maviş, farlarını yakıp tüm çocuklara göz kırpmış.
Masal burada bitmiş ama…
Kuralları öğrenen herkesin yolu hep açık, kalbi hep ferah olmuş.
Bu masalı da okuyun: Külkedisi (Sindirella)

