Soğuk bir kış gecesiydi. Küçük kasaba karlarla kaplanmış, çatılardan buz sarkıtları sarkıyordu. Çocuklar sokaklarda kızaklarıyla kayarken, evlerin pencerelerinden sıcacık sarı ışıklar süzülüyordu. Herkes heyecanla yılbaşını bekliyordu.
Bu kasabada, 7 yaşında, gözleri kocaman kahverengi ve hayal gücü sınırsız olan Defne adında bir kız yaşardı. Defne, yılbaşını çok severdi çünkü o gece herkes birbirine hediyeler verir, mutluluk paylaşırdı. Ama bu yıl farklı bir şey olmuştu. Dedesi, Defne için özel bir hediye hazırlamış ve onu büyük bir kutuya koymuştu. Ancak hediye gizemli bir şekilde kaybolmuştu!
Defne, bu kayıp hediyeyi bulmak için hemen işe koyuldu. Kar yumuşacık ama soğuktu; Defne’nin botlarından hafifçe içeri giriyordu. İlk durağı, kasabanın meydanındaki dev yılbaşı ağacıydı. “Belki hediye ağacın altına düşmüştür,” diye düşündü. Ağacın altında hediyeler vardı ama hiçbiri dedesinin paketlediği kırmızı kurdeleli, üzerinde altın harflerle “Defne’ye Sevgiyle” yazılı kutu değildi.
Tam ümitsizliğe kapıldığı anda, karın üzerinde minicik ayak izleri fark etti. İzler, ormana doğru gidiyordu. “Bunlar bir tavşanın izlerine benziyor,” diye mırıldandı Defne. Merakla izleri takip etti.
Ormanın Derinliklerinde Bir Sürpriz
Ormanın içinde Defne, tatlı bir tavşanla karşılaştı. Tavşanın burnu kıpır kıpırdı, gözleri pırıl pırıl parlıyordu. Tavşanın yanında bir sürü ışıltılı çam kozalağı vardı. Tavşan, Defne’ye döndü ve sanki konuşur gibi bakmaya başladı. Sonra aniden, patisiyle karda bir yolu işaret etti.
“Beni mi bir yere götürmek istiyorsun?” diye sordu Defne. Tavşan zıplayarak yola koyuldu, Defne de onu takip etti. Yol onları, karla kaplı bir tepenin arkasına götürdü. Tepede, küçük bir iglo vardı. Iglo’nun kapısında ise gümüş bir tabela duruyordu: “Kayıp Hediyeler Postanesi”.
Defne heyecanla içeri girdi. Iglo’nun içinde minik elfler çalışıyordu! Her biri rengârenk giyinmiş, incecik parmaklarıyla hediyeleri paketliyordu. Elflerin lideri olan, kocaman gözlü, uzun sakallı bir elf Defne’ye yaklaştı.
“Hoş geldin küçük hanım,” dedi elf. “Sanırım hediyeni kaybettin. Kayıp hediyeler buraya gelir. Ama önce bize bir yılbaşı bilmecesi çözmelisin. Doğru cevabı verirsen hediyeni sana teslim ederiz.”
Defne biraz şaşırdı ama ne kadar zeki olduğunu bildiğinden hemen soruyu yanıtlamaya hazırdı.
Elflerin Bilmecesi
Elf, bilmeceyi sordu:
“Bembeyaz olur düştüğünde,
Ellerde erir ısıtınca.
Gökyüzünden gelen bu sihirli şey nedir, sence?”
Defne, bir an düşündü ve sonra yüzü aydınlandı:
“Kar!”
Elf gülerek ellerini çırptı. “Doğru cevap! Hediyen hemen burada,” dedi ve kırmızı kurdeleli kutuyu Defne’ye uzattı.
Sıcak Yılbaşı Akşamı
Defne, hediyesini alıp eve döndü. Dedesinin hazırladığı hediye, içinde kendi elleriyle yaptığı bir kar küresi ve Defne’nin sevdiği bir masal kitabıydı. Kürenin içinde kasabanın minyatür bir modeli vardı ve salladıkça karlar uçuşuyordu.
O gece, Defne küresini sallayarak kitabını okudu. Dedesine sımsıkı sarıldı ve şunu düşündü: “Hediye bulmak çok eğlenceliydi ama en güzel hediye sevgi ve birlikte olmaktı.”
Yılbaşı gecesi, Defne’nin kalbinde hep sıcacık bir anı olarak kaldı.